Ömer Hayyam
(1048-1131)
(1048-1131)
Asıl adı Giyaseddin Ebu’l Feth Bin İbrahim El
Hayyam’dır. 18 Mayıs 1048′de İranın Nişabur kentinde doğan Ömer Hayyam bir
çadırcının oğluydu. Çadırcı anlamına gelen soyadını babasının mesleğinden
almıştır. Fakat o soyisminin çok ötesinde işlere imza atmıştır. Daha yaşadığı dönemde
İbn-i Sina’dan sonra Doğu’nun yetiştirdiği en büyük bilgin olarak kabul
ediliyordu. Tıp, fizik, astronomi, cebir, geometri ve yüksek matematik
alanlarında önemli çalışmaları olan Ömer Hayyam için zamanın bütün bilgilerini
bildiği söylenirdi. O herkesten farklı olarak yaptığı çalışmaların çoğunu
kaleme almadı, oysa O ismini çokça duyduğumuz teoremlerin isimsiz kahramanıdır.
Elde bulunan ender kayıtlara dayanılarak Ömer Hayyam’ın çalışmaları şöyle
sıralanabilir.
Yazdığı bilimsel içerikli kitaplar arasında Cebir ve
Geometri Üzerine, Fiziksel Bilimler Alanında Bir Özet, Varlıkla İlgili Bilgi
Özeti, Oluş ve Görüşler, Bilgelikler Ölçüsü, Akıllar Bahçesi yer alır. En büyük
eseri Cebir Risalesi’dir. On bölümden oluşan bu kitabın dört bölümünde kübik
denklemleri incelemiş ve bu denklemleri sınıflandırmıştır. Matematik tarihinde
ilk kez bu sınıflandırmayı yapan kişidir. O cebiri, sayısal ve geometrik
bilinmeyenlerin belirlenmesini amaçlayan bilim olarak tanımlardı. Matematik
bilgisi ve yeteneği zamanın çok ötesinde olan Ömer Hayyam denklemlerle ilgili
başarılı çalışmalar yapmıştır. Nitekim, Hayyam 13 farklı 3. dereceden denklem
tanımlamıştır. Denklemleri çoğunlukla geometrik metod kullanarak çözmüştür ve
bu çözümler zekice seçilmiş konikler üzerine dayandırılmıştır. Bu kitabında iki
koniğin arakesitini kullanarak 3. dereceden her denklem tipi için köklerin bir
geometrik çizimi bulunduğunu belirtir ve bu köklerin varlık koşullarını
tartışır.
Bunun yanısıra Hayyam, binom açılımını da bulmuştur.
Binom teoerimini ve bu açılımdaki kat sayıları bulan ilk kişi olduğu
düşünülmektedir. (Pascal üçgeni diye bildiğimiz şey aslında bir Hayyam
üçgenidir). Öğrenimi tamamlayan Ömer Hayyam kendisine bugünlere kadar uzanacak
bir ün kazandıran Cebir Risaliyesi’ni ve Rubaiyat’ı Semerkant’ta kaleme
almıştır. Dönemin üç ünlü ismi Nizamülmülk, Hasan Sabbah ve Ömer Hayyam bu
şehirde bir araya gelmiştir. Dönemin hakanı Melikşah, adı devlet düzeni
anlamına gelen ve bu ada yakışır yaşayan veziri Nizamül-mülk’e çok güvenirdi.
Ömer Hayyam ile ilk kez Semerkant’ta tanışan Nizam onu İsfahan’a davet eder.
Orada buluştuklarında O’na devlet hülyasından bahseder ve bu büyük hayalinin
gerçekleşmesi için Hayyam’dan yardım ister. Fakat Hayyam devlet işlerine
karışmak istemez ve teklifini geri çevirir. 4 Aralık 1131′de doğduğu yer olan
Nişabur’ da fani dünyaya veda eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder